pazar.neden çok sevdiğimi düşündüm pazar gününü?ne özelliği var ki diğer günlerden.ama bir anlam arar dururdum yatağımda.sunday.güneş günü.peki güneş neydi?neyin sembolüydü hatırlayalım;kalp.aynen öyle.sevginin sunuluşunun günü.aşıkların,sevgililerin günü.özgürlüğün günü bildiğin.pazar günleri sevişerek başlar sevgililerin günü.sonra güzel bir kahvaltı edilir.çay,kahve,portakal suyu,kekler falan.sevgiliyle oturulan ve güzel bir müzik eşliğinde tıkınmaktan daha zevkli ne var yahu?sonra gazeteler okunur,bak bu şunu demiş bak bu da böyle giyinmiş falan geyik yapılır.e bu da pek keyifli gelir bana.sonra hadi dışarıya çıkalım,el ele tutuşup yürüyelim falan sonra da güzel bir film seçilip sinemaya gidilir.karanlıkta da öpüşmesi çok keyiflidir.değil midir yahu?
neyse yine de mutlu olmaz insanlar.bu hayat bir türlü mutlu edemez kimseyi.

cumartesiye dönelim.nedir ki bu cumartesi?saturday.saturn günü.koca hafta işin stresi birikmiştir ve bugün bu stres giderilecektir.patlamak üzeredir insanlar.kendilerini içkiye verirler falan çok da kavga çıkar yani.ama öyle bi kurulmuştur ki sistem:müzik devreye girer.siz sevgili stresli insanlar doluşun bakalım tıkış pıkış barlara,müziğinizi dinleyin ve yakınlaşın.eee çok hoş bu da değil mi?dişil enerjiler,eril enerjiler...sonra bardan çıkıp eve gidip sevişmeler.hayat hala mı boktan?

biliyorum.bu kusursuz bir sistem.anladığım şey bu salak saçma önyargılarla dolu zihinleriniz.bu yüzden hiç göremeyeceksiniz size sunulan hayatın güzelliğini.