bilgisayarı bir süreliğine kapatıp 1.kat koridorunun camlarından birini açarak ikinci sigarasını içti.hava ılık ve esintiliydi.yerine dönüp koltuğuna oturdu,o sırada otelin güvenlik görevlisi ön kapıdan içeriye girdi ve televizyonun olduğu bölmeye geçip televizyonu açtı.kanalları kurcalamaya başladı.parmaklıklar ardında isimli diziyi izlemeye başladı.bu esnada adam bilgisayarını yeniden açmış ,çayını doldurmuş,karıştırmış ve blog yazmaya hazırlanmaktaydı.yazmak için sessizliğe ihtiyacı vardı,temiz bir zihne bir de carpe diem.tamamen o anda olmak ve çevreye bakmak,gördüklerinizi anında kağıda dökmek ve kaydetmek olan biteni.düşündüğü şey buydu.gece çalışmayı bu yüzden tercih ediyordu ve bir de gece uyuyamama sorunu.kendisiyle başbaşa kalabildiği en huzurlu saatler gece çalıştığı saatlerdi.yalnızdı ama istediği anda istediği kişiye ulaşabilirdi.dünya ile bağlantısı bir tık mesafede,açıp kapaması ona ait.çayın kalan yarısını bir dikişte içti,zaten oldukça ılık haldeydi ve düşünmeye başladı ardından ekrana baktı bir süre.carpe diem deneyimi.dün msn'de konuştuğu bir arkadaşı anı deneyimlemesini tavsiye etmişti.şu anda onu yapıyordu ve çok huzurlu hissediyordu kendisini.aklında başka hiçbişey yoktu şu andan başka.yani bir hayali yoktu.buradaydı.ve yalnızdı.aklına takılan bişey yok işte,ne güzel?sonra yazmaya başladı;

No comments: